ALES Sözel Çıkmış Sorular Testi-5

1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Kierkegaard, Ölümcül Hastalık Umutsuzluk adlı eserinde umutsuzluğun pek çok derecesini tanımlar. En sık görülen ve en aşağı derecede olanı bilgisizlikten kaynaklanır: Kişinin “benliğin” ne olduğu hakkında yanlış bir düşüncesi vardır ve potansiyel benliğinin varlığından veya yapısından habersiz olduğu için umutsuzdur. Kierkegaard bunun umutsuzluk sayılabileceğinden bile emin değildir. O, gerçek umutsuzluğun kendi benliğiyle ilgili farkındalığın artmasıyla ortaya çıktığını öne sürmektedir. Bu daha derin düzeydeki umutsuzluk, kendi benliğinin şiddetle farkında olmaktan kaynaklanır ve kendi benliğinden ciddi şekilde hoşnutsuz olmak da buna eşlik eder. Kierkegaard “Gerçekten olduğun kimseyi olmak istemek, aslında umutsuzluğun zıddıdır.” der ve asıl benliğimizi inkâr etmeye son verip kendi doğamızın üzerindeki örtüyü kaldırdığımızda umutsuzluğun yok olacağına inanır. Bunu başaramayanlar ise Kierkegaard’ın deyişiyle ölesiye hastadır ancak ölemezler.

1. Bu parçada umutsuzlukla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

2. Bu parçada altı çizili ifadeyle umutsuzlarla ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

3 - 5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

“Sanrıya zorlama” şeklinde Türkçeleştirilen gaslighting, bireylerin bir olayı algılamalarıyla ilgili şüphe duymalarını amaçlayan bir manipülasyon şeklidir. 1938’de Patrick Hamilton’ın Gaslight adlı oyunundan esinlenerek ortaya atılan bu terimin kullanımı, Hamilton’ın tiyatro metninin 1940 ve 1944’te psikolojik gerilim türündeki iki ayrı filme uyarlanmasının ardından yaygınlaştı. 1970’lere gelindiğinde gaslighting, psikanaliz literatüründe bilimsel olarak kavramsallaştırılmaya başlandı. Yaşanan hikâyeyi çarpıtarak karşıdakine kendini suçlu hissettirme ve hatalı olduğuna inandırma olarak açıklanan gaslighting genellikle narsistik kişilik bozukluğu olan bireyler tarafından uygulanır. Gaslighterın en tipik davranışı kişiye, deneyimlemediği şeyi deneyimlediğini düşündürüp onu manipüle ederek kendinden şüphe etmeye sürüklemektir. Mağdurunu kendi kusurlu ışığında kör eden gaslighter; “Abartıyorsun!”, “Bunda ne var canım?”, “Buna mı kırıldın?” gibi ifadelerle kişinin yaşadıklarından şüphe duymasına neden olur. Algılarını değersizleştirip ona kendi görüşünü dayatır. Böyle bir muameleye uzun süre maruz kalmış kişi zamanla çevresinden soyutlanır, öz güvenini yitirir ve gaslighter onun için vazgeçilmez bir hâle gelir. Romantik ilişkilerde fazlasıyla görülen bu davranış bozukluğu; ileri aşamada kaygı bozukluğu, depresyon ve hatta sinir krizlerine evrilebilir. Gaslightingin olumsuz etkilerinden kurtulabilmeleri için mağdurların profesyonel yardım almaları gerekir.

3. Bu parçada gaslighting ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

4. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi gaslightinge maruz kalan kişilerde görülen durumlardan biri değildir?

5. Bu parçada altı çizili sözle gaslighterın hangi davranışı vurgulanmıştır?

6 - 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Dian Fossey 1963’ün Eylül ayında Afrika’ya tatil için gelmişti. Durakları arasında gümüş sırtlı dağ gorillerinin yaşadığı Kongo da vardı. Buradaki gorillerin yaşamlarını öğrenme fırsatı elde eden Fossey bundan çok etkilendi ve bu etki, tatili bittikten sonra da devam etti. Bu konuda çalışmaya karar veren Fossey, ülkesinden ayrılarak yeni yaşamına doğru yola çıktı. 1967’de Kongo dağlarına kamp kurarak kendi için zorlu bir süreci de başlatmış oldu. Bu goriller insana alışık değildi ve halk tarafından avlandıkları için sayıları giderek azalmaktaydı. Fossey’in burada izlemeye başladığı goril grubuna yaklaşabilmesi zaman alacaktı. Önceleri onları uzaktan izleyerek mimiklerine, çıkardıkları seslere aşina oldu. Sonra güvenlerini kazanmak için onları taklit etti. Goriller kendisine yaklaşana kadar bir girişimde bulunmuyor; arkadaşlığını, gorillerin belirlediği koşullarda yürütüyordu. Zamanla her bir gorilde birbirinden ayrı olan burun izlerini ayırt edebilir hâle geldi ve gorilleri isimlendirdi. Ancak bu dağlarda hayat hiç kolay değildi; açlığın hüküm sürdüğü bu yerde hava hep yağışlı, insan boyunda ısırgan otlarıyla kaplı yamaçlar güneşli günlerde bile ıslaktı. Söz konusu dağlar millî park ilan edilse de kaçak avcılar kurdukları yüzlerce kapanla bölgede yoğun faaliyet hâlindeydi. Diğer yandan “uygar dünya” dekorasyon amaçlı kullanmak için goril talep etmekteydi. Batı’nın dekorasyon zevkinden, Afrikalı insana ekmek kapısı çıkmıştı. Fossey’in araştırma için aldığı fonla devriyeler kiralayarak avcı tuzaklarını imha etmesi, halkla arasında düşmanca bir ilişkiye neden oldu. Ancak bu zorlu mücadele Fossey’in dünya çapında tanınmasını sağladı.

6. Bu parçada Dian Fossey ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

7. Bu parçada söz edilen gorillerle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

8. Bu parçada söz edilen gorillerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

9 - 12. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Sir Francis Galton’un 1800’lü yıllarda yürüttüğü çalışmalar, zekânın ölçülebileceğini gösterdi ve bu alanda birtakım testler geliştirilmeye başlandı. Bu testler arasında yer alan IQ testi, dünya genelinde oldukça yaygın bir kullanım alanı buldu. Ancak bu test, ölçülen özelliğin önüne geçerek zamanla zekâ ile aynı kavrammış gibi kullanılmaya başlandı. Üstelik IQ testlerinin bireyin zekâ düzeyini tam olarak belirlediğini söylemek oldukça güç. Çünkü bu testler kişilerin sadece test çözme becerisine odaklanıyor. Hâlbuki dünyanın bazı bölgelerinde IQ testleri uygulanan çocukların birçoğu standart test uygulamalarına yabancı olduklarından testlerden çok düşük puan alıyorlar. Ancak IQ testleri, tüm bu koşullar göz ardı edilerek uygulanmaya devam ediliyor. Örneğin gelişmiş ülkeler 120 ortalama ile IQ testinden en yüksek puanı alan grup olurken Kenya gibi Afrika ülkeleri yaklaşık 72 puanla bu skorun çok gerisinde kalıyor. Bu sonuçlar gelişmiş ülkelerde yaşayanların Kenyalılardan çok daha zeki olduğunu kâğıt üzerinde ortaya koysa da gerçek böyle değil. Yapılan araştırmalar; eğitim, sağlık, gıdaya erişim gibi olanaklara sahip gelişmiş ülkelerin IQ puanlarının yüksek, olanakları kısıtlı ülkelerin puanlarının ise düşük olduğunu söylüyor. Bu da söz konusu olanaklara erişimin, bireylerin zekâ düzeyleri üzerinde etkili olduğunu açıkça gösteriyor. Farklı sosyoekonomik düzeylerdeki ailelerde büyüyen tek yumurta ikizlerinden imkânları iyi olanın IQ puanının diğerinden yüksek olması, bu bilgiyi kanıtlar nitelikte. Yani bir toplumun gelişmişlik düzeyine bakarak bile bireylerin ortalama zekâ düzeyini tahmin etmek mümkün. Bu durum, IQ testinin ancak dünya genelinde olanaklara erişimin eşitlendiği koşulda doğru ve güvenilir sonuçlar verebileceğini gösteriyor.

9. Bu parçada IQ testleriyle ilgili eleştirilen durum aşağıdakilerden hangisidir?

10. Bu parçada Kenyalılar ile ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?

11. Aşağıdaki durumlardan hangisi bu parçada anlatılanları desteklemez?

12. Bu parçada zekâ ile ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmiştir?

13 - 16. soruları aşağıdaki bilgilere göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız.

Leman, Meryem, Nihal, Oya ve Pınar adlı arkadaşlar saçlarına boya, fön çektirme ve kesim işlemleri yaptırmak için kuaföre gitmişlerdir. Kişilerin yaptırdığı işlemlere ilişkin kimi bilgiler şu şekildedir:

  • Herkes iki işlem yaptırmıştır.
  • Nihal ve Pınar saç boyatmıştır.
  • Leman ve Pınar aynı iki işlemi yaptırmıştır.
  • Meryem ve Oya aynı iki işlemi yaptırmıştır.
  • En fazla yaptırılan işlem fön çektirmektir.
13. Buna göre I. Nihal, II. Oya, III. Pınar adlı kişilerden hangilerinin yaptırdığı işlemler kesin olarak bilinmektedir?

14. Buna göre,
I. Meryem,
II. Nihal,
III. Pınar
adlı kişilerden hangileri saç kestirmiş olabilir?

15. Aşağıdakilerden hangisi kesin olarak doğrudur?

16. Toplam üç kişinin aynı iki işlemi yaptırdığı biliniyorsa aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

17 - 20. soruları aşağıdaki bilgilere göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız.

Bir trende Ali, Buket, Canan, Deniz, Elif, Fatih ve Gizem adlı yolcular; kuşetli, pulman ve yemekli vagonlarda seyahat etmiştir. Bu kişilerden bir kısmı M, diğerleri de S durağında inmiştir. Bu kişilerin seyahat ettikleri vagon ve indikleri duraklara ilişkin kimi bilgiler şu şekildedir:

  • Her vagonda hem M hem de S durağında inen kişiler seyahat etmiştir.
  • Aynı durakta inen Ali ve Canan, farklı vagonlarda seyahat etmiştir.
  • S durağında inen Fatih ve Gizem, yemekli vagonda seyahat etmiştir.
  • Buket ve Elif, aynı vagonda seyahat etmiştir.
  • Deniz, pulman vagonunda seyahat etmiştir. 
17. Buna göre
I. Ali,
II. Buket,
III. Deniz
adlı yolculardan hangileri S durağında inmiş olabilir?

18. Aşağıdakilerden hangisi kesin olarak yanlıştır?

19. Tüm yolcuların seyahat ettikleri vagonların ve indikleri durakların tam olarak belirlenebilmesi için aşağıdakilerden hangisinin bilinmesi yeterlidir?

20. Canan ve Elif’in aynı durakta indiği biliniyorsa aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir