Sınav Sürecinde Çevre Baskısı

Öğrenciler sınav sürecinde ve sınav esnasında yeterli performansı gösterme konusunda birtakım problemler yaşayabiliyorlar. Bu problemin başlıca nedenlerinden birisi ise hiç şüphesiz aile ve çevre baskısı olarak karşımıza çıkıyor.

Ailenin ve çevrenin sınava verdiği anlam çocuğun sınav sürecini ve başarısını etkilemektedir. Ailenin ve çevrenin çocuktan düşük veya yüksek beklentileri var ise bu durum çocuğun başarısını olumsuz etkilemektedir. Bunun yanı sıra çocuğun çevresinde sınav bir araç olmaktan ziyade bir amaç olarak algılanıyorsa, çocuğun değerini sınavdan elde ettiği sonuç belirliyorsa bu durum çocuğun gelişimi ve başarısı için olumsuz sonuçlar doğurur. Tam bu noktada aile ve çevre sınırlarının farkında olmalı ve buna uygun olarak davranmalıdır. Çocukla sınava ilişkin konuşmalarda güven verici olunmalı, olumlu dönütlerde bulunulmalı, gerçekçi olunmalı ve hiçbir şekilde yaşıtları ile karşılaştırılmamalıdır.

Bazı çevrelerde sınav ölüm kalım meselesi haline getirilebiliyor ve çocuğa bu düşünce çerçevesinde yaklaşılıyor. Bu durumda çocuğun çok yüksek oranda kendini anlaşılmaz ve değersiz hissetme olasılığı bulunmaktadır. Bu noktada çocuk ile empati kurabilmek önemlidir. Güven verici, iletişim ve empati kurabilen, anlayışlı, hoşgörülü bir çevrede yetişen ve sınav sürecinde de olumlu duygulara maruz kalan çocuk için sınav süreci daha kolay atlatılabilir. Sınav sürecinde çocuk ile iletişim kurarken zorunluluk bildiren ifadelerden kaçınmak gerekir. “şu üniversiteyi kazanmak zorundasın”, “yarın gireceğin sınavdan 90 almalısın” gibi zorunluluk bildiren cümleler çocuğun kaygısının artmasına ve sınav sürecinin olumsuz etkilenmesine sebep olur. Belirli ailelerde ve çevrelerde çocuk bir sınavda başarısız olduğu takdirde çocuğun kişiliğine saldırıda bulunulabiliyor. Bir sınavda istenilen başarıyı elde edemeyen çocuk “tembel” olarak etiketlenebiliyor. Oysa tembel olmak bir kişilik özelliğidir ve tek bir sınav bir kişilik özelliğini belirlemek için yeterli değildir.

Sınav sürecinde çocukların sınırları asla zorlanmamalıdır. Zaman zaman ebeveynin ve çevrenin beklentileri çocuğun beklentisinden daha yüksek olabiliyor. Beklentiler ile çocuğun yapabilecekleri arasında bir uyum olmadığı takdirde bu çocuktaki kaygıyı artırıyor. Çocuğun çevresindeki kişiler sınava hazırlanan çocuğu başka çocuklar ile ve sıklıkla da kendi çocukları ile kıyaslayabiliyorlar. “Benim çocuğum şu üniversiteyi kazandı, senin puanın kazanmaya yetmez” şeklindeki ifadeler çocuğun motivasyonunu olumsuz yönde etkiliyor ve gerçek kapasitesini göstermesine engel oluyor. Bu gibi durumlarda ebeveynler, çocuklarını çevreden koruyabilmelidir. Çocuğunu korumaz ve hatta çevreye destek olursa çocuğun kendine olan güveninin kırılmasına sebep olabilirler. Hatta bu durum ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkinin bozulmasına sebep olabilir.

Aile ve çevre çocuğun başarısızlıklarından ziyade başarısına vurgu yapmalıdır. Başarısızlığa odaklanan, sınavı yücelten bir aile ve çevre baskısıyla büyüyen çocuk sınav sürecinde ve sınav esnasında bu baskıyı hisseder ve kapasitesine ulaşamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir